Cehennem'in Bacası: Vesuvius
İtalya'nın Campania bölgesinde bulunan Vezüv (Vesuvius) Yanardağı'nın 24 Ağustos 79'da patlamasıyla; Pompeii, Herculaneum ve Stabiae kentleri ve bölgedeki çeşitli yerleşimler volkanik kül ve taşların altında kalarak adeta haritadan silinmiştir. Bölge daha önce, tarihe 'Avellino Püskürtmesi' olarak geçen patlamayla benzer bir tehlike atlatmış; son olarak Campania depremiyle (M.S. 62) de adeta uyarılmıştır. Bu deprem, 79'daki büyük patlamanın habercisi olması bakımından da ayrı bir öneme sahiptir. Vesuvius tarihin çeşitli dönemlerinde defalarca lavlarını püskürtse de, hiç biri Ağustos 79'daki facia kadar yankı uyandırmamıştır. 79'daki bu patlamayı diğer püskürtme ve patlamalardan önemli kılan şey ise; hem kül altında kalan yapıların, hem de ölen insanların çoğunun hiçbir tahribata uğramadan günümüze kadar ulaşmış olmalarıdır. Özellikle arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkarılan bulgular, felaketin boyutunu görebilmek açısından da ayrı bir öneme sahiptir.
Fotoğraf: Pompeii Harabeleri'nden Vezüv'e bakış.
Vesuvius'un M.S. 79'daki patlaması ve yaşanan felaket, o dönemin insanları için bir ilk olarak görülmüş olabilir. Fakat 79 yılında gerçekleşen olay, aslında Vesuvius'un tarihin çeşitli dönemlerindeki aktivitelerinden farklı değildi. Nitekim Vesuvius'un, şiddeti ve etkisi ne olursa olsun, tarihte bölge insanını ve hatta dünyayı adeta 'uyarırcasına' lavlarını defalarca püskürtmesi, artık bilinen bir gerçek olarak tarih sayfalarındaki yerini almaya çoktan başlamıştı. Vesuvius, günümüzden 25.000 yıl önceki püskürtmenin ardından, 22.500, 17.000, 15.000, 11.400 ve 8.000 yıl önce büyük püskürtmeler gerçekleştirmiştir. Ardından 3.780 yıl önce Avellino Püskürtmesi; ve son olarak yaklaşık 2.000 yıl önce gerçekleşen M.S. 79 püskürtmesi.
Fotoğraf: Vezüv Yanardağı; 1872.
Avellino Püskürtmesi, M.Ö. 1780 yılında Vesuvius'un patlamasıyla meydana gelen bir olaydır. Adını ise volkanbilimcilerin serpinti tabakası buldukları alandan alan Avellino Püskürtmesi'ne dair ilk işaretler; 1970'lerin başlarında, volkanbilimcilerin Vesuvius'un M.S. 79 yılındaki püskürtmesinin kalıntıları altında süngertaşı tabakası bulmalarıyla ortaya çıkmıştır. Daha sonraki yıllarda farklı bulguların ortaya çıkarılmaya başlanması ile birlikte, Avellino Püskürtmesi'nin detayları da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştır.
Bulguların biri de, Aralık 1995'de Vesuvius'un yaklaşık 15 km kuzeydoğusundaki San Paolo Bel Site kasabası yakınlarındaki bir inşaat kazısısında, bir fındık ağacının kökleri altında bulunan iki insan iskeletidir. Üzeri sünger taşıyla örtülmüş engebeli volkanik kayaç tabakası, adeta 'jeolojik bir damga gibi' iskeletlerin üzerini örtmüştür.
Avellino Püskürtmesi ile alâkalı en önemli bulgulara ise; Nola kasabası yakınlarındaki bir inşaat kazısında, yüzeyin yaklaşık bir metre altında yanmış odun parçalarına ait izlere rastlamasıyla ulaşıldı. Yaklaşık altı metreye inildiğinde ise, Erken Tunç Çağı'na ait çok iyi derecede korunmuş bir köyün kalıntıları ortaya çıktı. Nola keşfiyle alâkalı ilk raporu yazan Fransız Arkeolog Claude Alore Livadie'nin ''İlk Pompei‟ adını verdiği bu keşif sayesinde, gündelik yaşama dair birçok ayrıntıya ulaşma imkânı elde edilmiştir.
Fotoğraf: 1872'deki patlamanın farklı bir açıdan çekilmiş fotoğrafı.
Romalılar, Avellino Püskürtmesi'nin ardından Vesuvius'un söndüğü kanısındaydılar. Gerçekten de Vesuvius, M.Ö. 1780'deki büyük püskürtmenin ardından bir nevi kabuğuna çekilmişti. Fakat buna rağmen Vesuvius, sürekli olarak arka planda adeta 'homurdanırcasına' sesler çıkartıyordu; keza depremler de bir hayli sık gerçekleşiyordu. Vesuvius'un yamaçlarına yakın kurulan Pompeii kenti ise bu tür doğa olaylarına öylesine alışkındı ki; kimse endişelenmedi. Doğa depremlerle bir şeyler söylemeye çalışsa da; kimse sarsıntıların bir patlamanın ilk evreleri olabileceğini bilmiyordu.
24 Ağustos 79'da devasa bir gaz, kül ve volkanik taş bulutu kusmaya başlayan Vesuvius; başta Pompeii olmak üzere, Herculaneum, Stabiae ve bölgedeki irili ufaklı bir çok yerleşimi adeta 'yok ederek' haritadan sildi.
*Kaynak: http://cahij.com/Makaleler/553172039_4-%20CENGIZ%20KARAELI-S.70-86..pdf
Yorumlar
Yorum Gönder